Doğal Işık Kaynakları Nelerdir?

Doğada kendiliğinden var olan tüm ışık kaynakları doğal ışık kaynaklarıdır. Milyonlarca yıldır insanların çevrelerinde görüp şahit olduğu her şey ışık sayesinde oluşmuştur. Işıklar oluşumlarına göre doğal ve yapay olarak ikiye ayrılır. Yapay ışık kaynakları insan eliyle oluşturulan ve bazı uğraşlar sonucu elde edilen ışık kaynaklarıdır. Dünya çapında farklı doğal ışık kaynakları mevcuttur. Güneş, yıldızlar, kutup ışıkları, ateş böceği, deniz diplerinde yaşayan bazı canlılar, yıldırım ve şimşek gibi canlılarda doğal ışık kaynaklarındandır. Hiç kuşkusuz bunlardan en büyüğü ve en önemlisi Güneştir. Güneş istisnasız her  sabah doğudan yükselerek dünyayı aydınlatmaya başlar. Gün boyu hareketine devam eder. Bu hareketin sonunda batarak hem ışık hem de ısı kaynağını dünyanın başka bir bölgesinde göstermek için yok olur. 

Bu dünyada hayatın var olması ve sürmesi anlamına gelir. Bir çok doğal süreç, en büyük ışık kaynağımız olan Güneşin bizi aydınlatıp ısıtması ile yaşanmıştır. Güneşin yanında, yıldırımlar, hayvanlar, mantarlar ve yıldızlar gibi başka doğal ışık kaynakları da vardır. Bunlar hiç bir insan müdahalesi olmadan var olan ve enerji üreten ışık kaynaklarıdır.

Güneş: Doğal Işığın Kaynağı

Güneş, Dünyanın en büyük doğal ışık kaynağıdır. Şu anda yaşadığımız bu gezegen üzerinde bir hayatın var olması ve devam etmesinin temel sebebidir. Durumu biraz daha bilimsel bir dille ifade etmek gerekirse; Güneşten gönderilen ve yaklaşık 8 dakika içerisinde dünyaya ulaşan beyaz ışık dalgaları içerisinde pek çok farklı rengi barındırır. Beyaz ışık dalgaları görünmez bir prizmadan geçer.  Tamamen kesiksiz oluşan bir yelpazede 7 ana renk barındırılır. Beyaz ışığın içinde olan bu 7 ana renkler belirli bir dalga boyunun karşılığı olur. Güneşin dünyaya yolladığı bu enerjiyi ışık ve ısı olarak gözlemleyip hissedebiliriz. Bu ışık ve ısı tüm gezegende yaşamın sürdürülebilirliğinin arkasındaki gerçektir. 

Ay: Geceleyin Yansıyan Işık

Akşam olduğunda ve güneş battığında eğer bulutsuz bir gecede isek ay tüm görkemiyle gökyüzünde parlar. Bizim Ay’ı görebilmemiz ve onun dünyayı aydınlatabilmesinin tek bir nedeni vardır. Aydan gördüğümüz ışık aslında güneşten yansıyan ışıktır. Bu yansıyan ışık, ayı görmemizi ve onunda güneşin olmadığı saat dilimlerinde dünyayı aydınlatmasına yarar. Tabi biz ayın sadece bir kısmını görebiliriz. Bunun nedeni de güneşin tüm görkemine rağmen ayın sadece belli bir kısmını aydınlatıyor olmasıdır. Güneş ışınlarının ulaşmadığı yerler karanlık uzay boşluğu ve ayın o boşlukta kalan kısmını göremeyiz.

Ateş: Eski ve Romantik Işık Kaynağı

Milyonlarca yıl önceye dair yapılan araştırmalarda geçmişin ilk kırıntıları yanan bir ateşin ortamı aydınlatmasıyla günümüze ulaşmıştır. Ateşe yüklenilen anlam, yaydığı enerji ve ışık zamanın hiçbir diliminde büyüsünü kaybetmemiştir. Geçmişte ısınmak ve aydınlanmak için kullanılmasının yanında pek çok dine ilham olmuştur. Ateş aslında basit denilebilecek kimyasal bir tepkime sonucu oluşur. Ateşi en basit haliyle anlatabilmek için yanma tepkimesi gösteren bir maddenin tutuşma sıcaklığına ulaştığı anda oksijen ile temasa geçmesi denilebilir. Yanma özelliğine sahip yakıt ile oksijen sürekli  temas halinde kalırsa yanma olayı devam eder. Yanmaya başlamış bir alev ancak belli şartlar sağlanırsa sönebilir. Temas ederek alevi oluşturan oksijenin ya da yakıtı yok edilip temasları kesilirse sıcaklık düşer. 

Yıldızlar: Gökyüzündeki Parlak Noktalar

Yıldızlar gökyüzünün yanıp sönen en parlak noktalarıdır. Dünyanın herhangi bir noktasından güneş ışınlarının olmadığı gece saatlerinde bakıldığında sayılamayacak kadar fazlası yan yana görünür. Gökyüzündeki binlerce yıldızın etrafa ışık yaymasının nedeni çekirdeklerinde meydana gelen çekirdek kaynaşması olayı sonucu açığa çıkan nükleer enerjinin yıldızın tam içinden geçtikten sonra dış ışınım ile etrafa  yayılmasıdır. Yıldızların tıpkı ay gibi kendilerine ait bir ışıkları bulunmaz. Ürettikleri bir enerji ya da ısı yoktur. Sadece Güneşten yansıyan ışığı yansıtırlar.

Şimşek ve Yıldırım: Doğal Elektriksel Işık

Şimşek ve yıldırım da doğal ışık kaynakları arasında yer alır ve atmosferde doğal elektriği üretir. İkisinin oluşumu da hava koşullarının belirli bir şekilde etkileşime girmesi ile gerçekleşir.. Şimşek, gök gürültüsü yayan fırtınalar esnasında gökyüzünde anlık olarak parlak bir ışıktır. Yıldırım ise bu parlak ışığın neden olduğu elektrik deşarjıdır.

Yıldırımın görünür ışıklaştığı bölge, elektrik akımının hızlı bir şekilde ilerlediği ve havadaki moleküllerin yoğun bir şekilde uyarıldığı yerdir. Bu ışık patlaması “şimşek” olarak adlandırılır. Şimşeğin parlaklığı ve rengi, yıldırım’ın şiddeti ve içindeki gazların türüne bağlı olarak değişebilir.

Yıldırımların etkileri bildiğimizden çok daha güçlü ve büyüktür. Yıldırım düştüğü yerde yüksek ısı ve basınç yaratır. Bu ısı ve basınç çevreye şok dalgaları gönderilmesine neden olur ve büyük bir patlama sesi duyulur. Tüm bunların yanında doğal bir ışık ve enerji kaynağı olan Yıldırım’ın ortaya çıkardığı elektrik enerjisi, yangın çıkmasına ve elektronik eşyalarda hasar meydana gelmesine neden olur.

Kutup Işıkları: Muhteşem Doğal Görüntüler

Dünyanın en soğuk yerlerinden birinde olup kendinizi güneşe en yakın noktada hissedebilirsiniz. Kuzey Işıkları büyüsünü dünyanın hiç bir zaman diliminde kaybetmeyen ve hatta bazı insanlar tarafından kutsal sayılan doğal ışık kaynaklarıdır.

Aurora, yani kuzey ışıkları Dünyanın manyetik kutbunun yakınlarında oluşur ve uzaktan bakıldığında kuzey ufkunu yeşil tonlarında bir parlaklıkla ya da soluk bir kırmızıyla kaplayarak aydınlatır.. Bu eşi benzeri olmayan doğa olayını Kuzey Kutbuna yakın yerlerde ve gökyüzünün tamamen bulutsuz açık olduğu anlarda görme olasılığı daha fazladır.

Yengeç Ateşi: Deniz Canlılarının Büyüleyici Işık Yayma Yeteneği

Milyonlarca yıldır hayatın devam ettiği Dünyada pek çok büyülü ve güzel doğa olayı yaşanıyor. Hiç kuşkusuz bunların arasında en büyüleyici olaylardan biri de “biyolüminesan serpintisi” olarak da adlandırılan ve doğada biyolojik olarak kendi ışıklarının kaynakları olan planktonlardan oluşan bir sürünün okyanus ve deniz sahillerini donatmasıdır. Tüm kumsal boyunca mavi ve yeşilin tonlarında ışık yayarak geceye sihirli bir an katarlar. Deniz canlılarının büyüleyici ışık yayma yeteneğine en güzel örneği bu planktonlar verilebilir olsada asla yalnız değiller.

Bu canlıların biyolüminesans özelliği, avcıları korkutarak kaçırmalarına yarar. Kendi ışık kaynaklarına sahip olan ve üreten bu su planktonları ile direkt bir bağlantısı olmayan  başka canlılarda kendi ışıklarını ve ısılarını üretebilir. Bu canlılara verilebilecek en bilinen örnek ateşböcekleridir. Aynı zamanda deniz anaları ve bazı balık türleri de ışık üretme becerisine sahiptir.

Volkanik Işık: Yanardağ Patlamalarından Yayılan Işık

Doğanın en muhteşem ve aynı zamanda en güçlü olgularından biri olan yanardağ patlamaları, doğal bir ışık şölenine dönüşüyor. Volkanların içerisinde biriken magma ve gazlar, yüksek basınç ve sıcaklıkla patlayarak gökyüzüne lav, gaz ve kül bulutları fırlatıyor. Ancak, bu patlamaların ardındaki büyülü olay, atmosferde ışık yayan gaz ve parçacıkların oluşumu. Yüksek enerjili patlama sırasında ortaya çıkan enerji, atmosferdeki gazları uyararak elektronları yüksek enerji seviyelerine taşıyor. Elektronlar daha sonra düşük enerji seviyelerine geri dönerken ışık yayıyor, yanardağın etkileyici ve doğal bir ışık kaynağına dönüşmesini sağlıyor.

Radyasyon ve Aurora Borealis: Güneş Rüzgarının Etkileriyle Oluşan Işıklar

Aurora Borealis daha sık kullanılan ismiyle Kuzey Işıkları milyonlarca yıldır insanları etkiliyor. Görsel şölenin bu kadar eskiye dayanması mağara resimlerinde bile onu anlatmaya çalışan insanlardan kaynaklanıyor. Büyülü bir görsel şölen sunan Aurora Borealis aslında fiziksel bir tepkimeden başka bir şey değil. Ama ortaya çıkan renkler ve dalgalanmalar insanları zamanın her döneminde çok etkilemişti. Kuzey ışıklarını ilk kez Galileo Galilei tarif etmiştir. İsmini ise Kuzey Işıkları anlamına gelen “aurora borealis” koymuştur.  

Güneş rüzgarının varlığı ilk olarak Dünyadaki manyetik fırtınaların anlaşılması sonucunda öngörülmüştür. Dünyaya ulaşan Güneş rüzgarının ortalama hızı ise 400 km/s’dir. Auroralar için net bir tanım yapılması gerekirse Güneş rüzgarının kaynağı olan iyonize parçacıkların Dünya’nın etrafını saran manyetik alan çizgilerinin yoğunlaştığı alanlara girermesiyle oluşan  ışınlardır. Kuzey Işıkları yalnızca bizim dünyamızda değil başka gezegenlerde de görülebilir.

Biyolüminesans: Canlıların Işık Sahip Olma Özelliği

Dünya üzerinde biyolüminesans yapabilen canlılar pigment ve enzim kimyasallarını kendi kendilerine üretebilirler. Bu iki ana kimyasaldan pigment oksijenle tepkimeye girerek ışık oluşumunu sağlarken enzim de oluşan ışığı hızlandırıcı bir göreve sahiptir. Bu tepkimenin oluşması için herhangi başka bir şart bulunmaz. Hücre içinde ya da oluşabilir.

İnsanların en yakından tanıdığı doğal ışık yayan canlı ateş böceğidir. Ateş böcekleri hiçbir kaynak kullanmadan ürettikleri bu doğal ışığı, öncelikli olarak haberleşme için sonrasında ise rakiplerine karşı bir koruma olarak kullanırlar. Ateş böceklerinin yanında ışık yayan canlılar arasında denizanaları, mürekkep balıkları, ve bazı mantar türleri de vardır. Japonya’da yetişen bir mantar yağmurla tepkimeye girdiğinde etrafını yeşil neon bir ışık yayarak aydınlatabilir.

Doğal ışık kaynakları olarak bilinen yukarıda anlattığımız tüm kaynaklar hiçbir ek malzemeye ihtiyaç duymadan ışık ve ısı sağlayabilen kaynaklardır. Hiç bir etkene ihtiyaçları yoktur. Kendilerini ve dünyayı çeşitli yollarla aydınlatırlar. İnsan eliyle oluşturulmuş yapay ışık ve ısı kaynaklarına nazaran enerjileri belli etkenlere bağlı değildir. En büyük ışık kaynağımız olan Güneş devamlı olarak bu ışığı ve ısıyı verir ve bunun için hiç kimsenin müdahalesine ihtiyaç duymaz. Bunun yanında fener balığı da bir insanın ya da başka bir canlının etkisi, tepkisi, teması ile ışık vermeye gereksinim duymaz, kendisi ışık sağlayabilen doğal ve saf  bir kaynaktır. Yapay kaynaklar insan eliyle üretilir ve tüketilir. Doğallar ise insanlar keşfetmeden çok öncede varlığını sürdürüyordu. Muhtemelen çok sonra da devam ettirecek.